1 Ocak 2009 Perşembe

Kötü olan temelde, YARATICILIK var !

Dostlarım, âbilerim, ablalarım son zamanlarda insan oğlunun, yaptığı bütün davranışlara bir yorum getirmeye çalıştım. Her haraketine, her davranışına ve amacına yorum getirdiğim zaman, birazda beynimi kurcalamamla ortaya bunlar çıktı.

Önce insanın, beyninin yoğrulduğu mekanı sorguladım, yani doğayı.
İlk insanların, atalarımızın yaşayış biçimleri, düşünüş tarzı acaba neye göre yoğrulmuştu ?
Milattan önce, hayatlarındaki en büyük amacı yaşamak olan insanları bu zor yola iten nedir ?

İnsan geçmiş dönemlerde yerleşik düzen yokken, hayvanlarla iç içe yaşar, o zamanlarda beyni fazla gelişmemiş olan insanlar, hayvanları kendilerine örnek alırlar yani, hayatta kalma çabası başlar, doğadaki ''Yaşamak için öldür'' felsefesini kendilerine ideoloji edinirler.

Zaten geçmiş çağlardada, doğal afetlerin, salgınların ve yırtıcı hayvanların saldırışıyla, insan oğlu bu felsefeye iyice inanır. İnsan oğlunun beyni bu şartlarda yoğurulduğu için düzeni bu ideolojiye göre oturturlar.

Ve bu ideoloji yüz yıllardır atalarımızdan bize gelenek gibi gelen, ve düzeni değiştirmek zor olduğu için, düzen değişmemiştir ve bu düzenin bu yüz yılda değişmesini beklemek tamamen bir ütopyadır.

Ancak insan oğlu yerleşik düzene geçtiği zaman, yani artık ölüm tehlikesi azaldığı zaman, insan başka şeylere yoğunlaşır, ''Yaşamak için öldür'' felsefesi tamamen yok olmaz ama azalır.

Fakat, hayatta kalma mücadelesi devam eder, yerleşik düzene geçildiği zaman ölüm riskinin azaldığı zaman, insan oğlu beynini geliştirir gerek sanat olsun gerek ekinlerin sulanma zamanını hesaplamak için bulunan matematik olsun, hepsi insan oğlunun beynini geliştiren ünsurlardır.

Dahada ileri yüz yıllara baktığımız zaman, insan oğlu yaratıcılığını geliştirmiş bir toplum olur.

Bunun yanında zeki beyin sadece yaşamak istemez. Aynı zamanda yaşamaktan keyif almak ister. Çoğu insan zekileşincede insanın egosu, Ben senden daha zekiyim yada ben sizlerden daha güçlüyüm gibi yanılgılara düşer, bu yanılgılardan keyif alıp daha fazla yükselmek daha fazla yükselmek, nam ve şöhret ister.

Lafı daha fazla dolandırmadan konuya girelim...
İnsan oğlu keyif almak ister, keyif almanın yanındada yükselmek istediği için, EZER !

Bu garip varlık, diğerlerini ezerek kendinin yükseldiğini sanır, ezer ezeer ezerde ezer !

Hatta bazen yok eder ! Yaratıcılığını kullanarak ezişini daha fazla geliştirir ve hatta grup oluşturup grup halinde ezer, birlikten güç doğar mantığı ile.

Grup oluştururken kendine en yakınını, kendine en çok benzeyeni seçerki, beyin yapısı benzer olsun arada kendide ezilmesin.

Vee bence ırkçılıkta burdan doğar, beyaz ırk siyah ırk'ı ezmeye çalışır, ve bu ezme güdüsüne, çeşitli yorumlar getirir çünkü neden ezmeye çalıştığını bilmez sadece ezer. Bu yorumlar şöyle olabilir siyahlar kötüdür, siyahlar hırsızdır hatta bu yorumlara kendisi bile inanır.

Kısaca insan oğlu kendini bi bok sanar ! Vee kötü olan temelde, YARATICILIK vardır.
Yaratıcılıklarını geliştirerek yeni hırsızlık yöntemleri, ezmek için ve yok etmek için yeni felsefeler ardından bu felsefelere müşteri bulmak için, inandırıcılıklarını geliştirirler, günümüzde çok yaygın olan yaratıcılığı, iyi kullananlarda vardır ama bu azınlık olduğu için, Kötü olan temelde yaratıcılık var. Bu düzeltilebilirse yine yaratıcılıkla düzeltilebilir.

Acaba berthol bretch '' İnsan ezmeden yaşayamaz '' Sözüyle bunumu kast ediyordur ?